KARABAĞ - HOCALI KATLİAMI

Cavid Memmedli 18/02/2013

Katliam…

Soykırım

Ermeni vahşeti…

İşte fotoğrafı:

“Dağlık Karabağ’ın Hocalı Kenti’nin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım. Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde 1300 Azerbaycan Türkü’nün Ermeni çetelerince öldürülüşünü bütün dünyaya duyurdum. Hocalı Katliamı anlatılmaz bir vahşetti. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Ağdam iline gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler, vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlı ninelerin yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi vahşice kesilmiş, bebek’lerin kafa derileri hunharca yüzülmüştü. Hocalı ile Ağdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti.

Gelişmelere seyirci kalan BM ve Batılı Devletler, Ermenilerin yaptıkları katliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir.

Ermenilerin Mayıs 1992’de Nahçıvan’a saldırmalarından sonra Türkiye 1921 Kars antlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askeri müdahalede bulunabileceğini açıkladıktan sonra Uluslararası Devletler ancak harekete geçmiştir. Fakat,  Ermeniler bunu dikkate dahi almamışlar ve bildiklerini okumuşlardır.

Ülke içerisinde yerinden edilen ya da sığınmacı durumuna düşen bir milyon civarı Azeri Türkü’nün durumu hiçbir çözüme kavuşmadı. Azerbaycan nüfusunun %10’undan fazlası ülke içinde yerinden edilmiş, sığınmacılardan oluşmaktadır ki; bu, kişi başına dünyada yerinden edilmiş en büyük nüfus hareketidir. Bu insanlar hala Ermenilerce işgal edilen topraklarda bulunan evlerine geri dönmeyi beklemektedir. Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan veya başka ülkelerden Azerbaycan’a gelen Azerbaycan vatandaşları, Azerbaycan Hükümeti tarafından göçkün olarak adlandırılmaktadır. Bu kişiler Bakü ve çevresinde, zor koşullar altında çadırlarda, barakalarda, okul ve yurtlarda, pansiyonlarda, dükkânlarda, yük vagonlarında, hatta yol kenarlarında yaşam mücadelesi vermektedirler.”

Evet!

Bu cümleleri ben demiyorum.

Bu cümleler batılı bir gazetecinin kaleminden aynen alınmıştır. Bu olup biten vahşet ve katliam karşısında uluslararası güçler, bugüne kadar ne yapmıştır? Yapmak şöyle dursun üstelik Ermenilerin yaptığı bu katliama göz yumulmuş, daha da ibret vericisi maalesef destek olunmuştur.

Hocalı’da gerçekleştirilen katliama giden süreçte, Ermenileri Rusların desteklediği yönünde güçlü bulgular bulunmaktadır. Ermeni çeteleri’nden oluşan silahlı gruplar Karabağ’a yerleştirilmiştir.

1990 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ermeniler saldırılarını doğrudan Azerilere yöneltmeye başlamışlar, otobüs baskınları, yol kesme gibi terör eylemlerine kalkışmışlardır. 1990 yılı başlarında yaklaşık 186 bin Azeri  Türk’ü Ermenistan’dan Azerbaycan’a gitmeye zorlanmıştır. Ekim 1991’de ilk Azeri köyü Ermenilerce ele geçirilmiştir. Yukarıda, batılı gazetecinin tanıklık edip anlattığı Hocalı Katliam’ı, Rus askerlerinin desteğiyle 25/26 Şubat 1992’de Hocalı’ya ulaşan Ermeni kuvvetlerince gerçekleştirilmiştir. Rusya, olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de bu gerçek, Ermeniler için savaşan Rus Ordusu’na ait 366. alaydan kaçan 4 Rus askerince doğrulanmıştır.

Vahşetin bilançosu hazindir:

10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylardan önce yaklaşık 3.000 Azeri Türk’ü bulunmaktaydı. Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olmakla birlikte, katledilen toplam Azeri Türk’ü sayısının 1300 kişiyi aşkın olduğu bilinmektedir.  Saldırılar sırasında Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülmüştür. Kadın, çocuk ve yaşlılar da dâhil olmak üzere, siviller hedef alınmış ve katledilmiştir. Yüzlerce çocuk, anne ya da babasını kaybetmiştir. Öksüz, ya da yetim kalmıştır. Yaralılar ise; binlerle ifade edilmektedir.

Uydurma Ermeni katliamı türeten sağır kulaklara duyurulur!!!

 

Yazan: Songül Dündar