Zafer Bayramı Kutlaması!
Cavid Memmedli 30/08/2013
19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla,
lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı
başlattı. Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas
Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Atatürk, 23
Nisan 1920’de TBMM’yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine
verilmiş oluyordu, hem de Kurtuluş Savaşı’nın merkezi Ankara oluyordu. TBMM
meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. “Misak-ı
Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü”nden
hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla
savaşa girildi. İlk başarı, Doğu’da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha
sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı.
Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun
üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına:
“Hattı
müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her
karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” emrini verdi. Türk askeri,
büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921
tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699
Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya
Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir
savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal’e
“Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verildi. Türk tarihinin dönüm
noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı
tamamen yok etme kararı alındı. 1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar
tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine
kaydırıldı. İstanbul’daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı.
İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hale getirilen toplar
onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu
hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı ordumuz,
26 Ağustos 1922’de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi.
30 Ağustos’ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler
arasında Yunan Başkomutanı Trikopis’te vardı. Bu savaş, Atatürk’ün
başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak
adlandırıldı.
Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline “dur” diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, Zafer Bayramı olarak kutlanır.