ATATÜRK\'Ü ANLAMAK

Cavid Memmedli 10/11/2013

10 Kasım…

Bu günkü halimiz…

Atatürk…

Ve O’nu anlamak…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’nin kurtuluş destanının kahramanı olarak tarih sayfalarında altın harflerle yazılı olarak ve yüce Türk milletinin kalbinde ebediyete kadar duracaktır. Atatürk’e olan sevgi ve saygımız dünya var oldukça devam edecektir.

Atatürk’ü anlamak, O’nun canından çok sevdiği vatanı için yapmış olduğu hizmetleri gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatmak ve öğretmek demektir. O büyük insanı gelecek nesillere anlatmalı ve öğretmeliyiz ki; inanılmaz zorluklar içerisinde kazanılmış olan kurtuluş savaşının ve büyük mücadeleler sonucunda kurulan cumhuriyetin değeri iyi anlaşılsın.

Atatürk’ü anlamak; O’nun fikirlerini çok iyi bilmek ve uygulamak anlamını taşır. Unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması, tarihin yeniden yazılması ve bir tarihin başlangıcıdır. Mustafa Kemal, vatan topraklarının dört bir yanı işgal altında iken, bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmeyen Türk milletine önderlik yaparak, milletimizin esaret altında yaşamasını aklının ucundan bile geçirmemiştir. Tarih sayfaların sıkça geçen inancın zafere dönüşmesi; O’nu anlayabilmenin önemli bölümüdür.  O, Türk milletine olan inancı sonucunda,  en büyük bağımsızlık savaşının kahramanı olmayı hak etmiştir.

O büyük kahramanı anlamak; ilke ve devrimlerini çok iyi bilmek ve uygulamak demektir. Kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamını ve önemini çok iyi bilmeliyiz ki; cumhuriyete daha çok sahip çıkalım ve canımız gibi koruyalım.   

Atatürk’ün en önemli özellikler yumağı; halkını ülke yönetiminin tek sahibi yapması, ülkenin öz kaynaklarını da milletin hizmetine vermesi, diktatörlükten uzak durması, vatan ve millet sevdalısı bir lider olmasıdır. Kendisini Türk bağımsızlık mücadelesine adayan Atatürk, hiçbir zaman şahsi menfaatini düşünmemiş, her kararında ve her uygulamasında, ülkenin ve milletin menfaatlerini düşünmüştür.

Atatürk’ü anlamak; 10 Kasım’larda, O’nu kaybetmenin verdiği büyük hüznün yanında, ülkemiz için yaptıklarını ve düşüncelerini daha iyi anlamamız gerektiğini unutmamalıyız. O’nun hayatını, ilkelerini ve bizden yapmamızı istediği şeyleri, bilimsel olarak ortaya koymak ve uygulamak bizlerin en önemli düşüncesi ve görevi olmalıdır. Unutulmamalıdır ki; Atatürk ilkeleri ve devrimleri bugün, birçok ülkede örnek olarak kabul görmüştür. Yine dikkatten kaçmamalıdır ki; bağımsızlığını tam olarak kazanamamış birçok ülkeye Atatürk devrimleri, ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bütün bunlar Atatürk’ün evrensel bir dünya görüşünün mimarı olduğunu da açıkça göstermektedir.

Bizler için Atatürk’ü anlamak; her 10 Kasım’ı ülkeyi daha da ileriye götürebilmek adına neler yapılabileceğinin ortaya konulması gereken bir gün olarak görmeliyiz. Her 10 Kasım’da Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni bizlere emanet ettiğini hatırlamak, olanaksızlıkları nasıl başardığını anlamaya çalışmak sanırım en doğru yaklaşım olacaktır.

10 Kasım günü ve haftasında, Atatürk gençliğinin ülkemizi ileriye götürebilecek projeler ve çalışmaların yapıldığı, ortaya konulduğu ve desteklendiği bir etkinliğin geleneksel hale getirilmesi gerekir diye düşünüyorum.  

Her 10 Kasım günleri vesilesiyle Atatürk’ü daha iyi anlamak ve anlatmak hepimizin görevi olmalıdır. Bizler bunu yapmalıyız ki; bizden sonraki nesiller de aynı şeyi yapsın.

Yazan: Songul Dündar