İnsan ve Ekonomi

Cavid Memmedli 26/11/2013

Aslında bu hayatın kendisi; doğum, yaşam ve ölümün asıl amacı arz talep dengesine dayalı olarak marjinal fayda değerinde yüksekten düşük değere doğru çabalamak - Ekonomi değil midir!?

İnsan! Bu kelime düşünen varlık demektir. Peki, insan sözcüğünü anlamlandıran nedir? Tabii ki düşünce, istek, arzu, tecrübe, yaptırım kısacası harekete geçiren ve hareketsizliğe neden olan durumlar. Bunların kökenine indikte insan hayatına anlam veren tek şey ekonomidir. Çünkü iktisattan da bildiğimiz gibi güdülerin temelinde yatan güdüleyici kıt kaynaklardan kendimize daha fazla pay almaktır. Bu da iktisat bilimin uğraşıdır.

İnsanı hangi durumda değerlendirirsek değerlendirelim tümdengelim varsayımı ile varacağımız nokta ekonomidir. Örneğin parasal konu olmayan manevi his - bu hissin ana amacı insan kendisini huzurlu mutlu etmesidir. Peki, bunu nasıl yapabilir? Tabiiki arz ve talep koşuluyla. Bir Hristiyan’ı değerlendirirsek kiliseye gitme amacı huzur bulması ve günahlardan arınmasıdır. Bunun karşılığı olarak kiliseye gider papazla konuşur.

Talep: huzur bulma ve günahlardan arınma

Arz: Kiliseye gitme ve papazla konuşma

Denilebilir burada kiliseye gitme ve papazla konuşma bir arz değildir. Ekonominin ana konulardan biri alternatif değerdir. Kiliseye gitme ve orada geçirdiği zaman yerine çalıştığı kuruma gidip örneğin bir esnaf mağazasına giderek mağazasını açıp, alıcı için bir yol açabilir. Papazla konuşma yerine müşterisiyle ürünü konusunda konuşup satışını yapabilir. Ancak bunların yerine maddi değer değil, kendine manevi değer katmıştır. Çünkü o şahıs için marjinal değerlendirme yapılırsa para yerine huzur, mağazası yerine kilise, müşteri yerine papaza daha fazla haz ve değer katmaktadır. Bunu nedeni marjinal faydası fazla olan manevi değer katan kiliseye gitmiştir.

Başka bir konu hareketsizliktir. Örneğin bugün esnaf sabah saat 8:00’da mağazasını açması gerekiyor her gün olduğu gibi satışını yapıp para kazanıp geçimini sağlamaktadır. Ancak bunun yerine uyumaya karar veriyor. Bu güdüleyici yapmama güdüleyicisidir. Alternatif değeri olarak karşılaştırma yapıldı ve sonuç olarak marjinal değeri fazla olan hareketsizlik – uyumak, harekete geçirme ve güdüleyici olan - çalış ve paranı kazandan fazladır.

Bir ressamın resim sanatı ile uğraşması ve kendine özgü eserler yaratması. Bunun da iki ana amacı vardır. İlki en bilindik maddi kazanç elde etmek ve geçimini sürdürmek. İkinci amaç ise kıt olan tanınmak meşhur olmak için çabalamak. Bu sanatçı isteği ruhu ile alakalı olarak yapıtları ile dünyada kendine ölümsüz bir yer etmesidir. Burada kaynak meşhurluktur yani tanınmaktır. Sonsuz olan ise resim çizebilenlerdir.

Her günümüzü iktisada dayalı olarak yaşarız. Sabah kalkmak derse gitmek (sonucunda talep öğrenmektir), bir imamın ezan okuyarak insanları camiye çağırması (sonucunda talep cennettir), eşin sabah kalkıp kahvaltı hazırlaması (sonucunda talep eşinden mutlu söz almak, yolcu etmekte duyulan haz, alış-veriş için para almak) bu örnekleri daha da uzatabiliriz. Amaç karşılıklı talep ilişkisidir. Yani çıkardır.

Kısaca tabiatı da ekonomi açıdan değerlendirme yapmak isterim. Hayatımıza değer katan tabii kaynakların yerleşim biçimi, ağaçlar, kuşlar, hava, bu gibi doğanın müthiş yaratılışına baktığımızda her şey ekonomi denge içinde yapılışı göz okşuyor. Örneğin ağaçlar. Olmazsa olamayız konumundalar arzları oksijen ve beslenme, talepleri su ve bakım. Tabiatın oluşumu da o yönde değil midir? Ağaçların çok olduğu bölgeler ırmaklarla göllerle zenginler. 

Aslında bu hayatın kendisi; doğum, yaşam ve ölümün asıl amacı arz talep dengesine dayalı olarak marjinal fayda değerinde yüksekten düşük değere doğru çabalamak - Ekonomi değil midir!?

Yazan: Rza Memmedov