Sayı - 8

Cavid Memmedli 01/01/2019

Eskişehir Azerbaycanlılar Derneği Yayını / Ekim - Kasım - Aralık 2018



EDİTÖR’DEN (Rza MAMMADOV)

Değerli Türklük, Çağdaşlık ve İslamiyet Yolcuları Dostlarımız!

İkinci yılımızı tamamladığımız 2019 yılında, gururla sekizinci sayısı ile karşınızdayız. İki yılını tamamlayan dergimiz alakanıza mahzar olduğu için çok mutlu ve gururluyuz. Dergimizin uzun ömürlü olması için yaptığınız katkılardan dolayı teşekkürlerimizi bir borç biliriz. Varolun!

Her sayıda olduğu gibi, bu sayıda da dergimizi Azerbaycan'ın önemli günlerine ithaf ettik. Bu sayı için ithaf edilen tarih, sadece Bağımsız Azerbaycan için değil Dünya Azerbaycan'ı için önemlidir. Çünkü bu tarih Nahçıvan'dan başlayan, Güney ve Kuzey Azerbaycan arasındaki bağları koparmaya çalışan siyasetin yıkıldığı tarihtir. Güney ve Kuzey Azerbaycan arasındaki tellerin yıkıldığı, Arasın o tarafı ile bu tarafının birbirlerine selam dediği gündür. Bugün ‘Dünya Azerbaycanlıların Birlik ve Beraberlik Günü’dür. Resmi tarihi 31 Aralık 1991’dır.

Her zamanki gibi ilk önce, bu sayıda zahmet edip makale yazan, değerli vakitlerini ayırarak makaleleri değerlendiren Danışma Kurulu üyelerine sonsuz teşekkür ederim. Bu sayımızda da diğer sayılarımızda olduğu gibi enfes makaleler, şiirler, yazılar vardır.

Birlik ve Beraberlik Günü’ne ithaf edilen bu sayımız Fatih Akıcı tarafından kaleme alınan “Azerbaycan'ım” şiiri ile başlıyor. Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçası, Türkiye ile Türk Dünyası arasında köprü Azerbaycan için duygu dolu bu şiirimiz okuyucularımızı selamlıyor.

Bir nevi şiirlerden doğan şarkılar, bireyin ruh dünyasını yansıtır, dinleyenleri seyahate götürür. Azerbaycan müzikleri bu açıdan eşsiz bir örnektir. Atif Abbasov “Azerbaycan Müziği Hakkın” makalesi ile tarihin geçmişinden günümüze kadar yaşadığı serüveni bizlere ulaştırıyor.

Geçmişiyle onur duymak her millete kısmet olmaz. Ancak Türklerin geçmişi onur duyulacak kadar önemlidir. Çünkü Türkler tarih boyunca diğer milletlere karşı şerefli bir duruş sergilemiştir. Ancak bu duruşa karşı çoğu zaman düşmanca karşılık almıştır. Prof. Dr. Avtandil Ağbaba’nın “Azerbaycan Fokloru ve Ermeni Yağmacıları” makalesi Ermenilerin düşmanca tavırlarının örneklerinden biridir. Bu makalede, tarih izlerimizi kendileri gibi göstermeye çalışan Ermeniler manevi değer ve kültürlerimizin de onlara ait olduğu yalanıyla davranışlarını edebi ve tarihi kanıtlarla ortaya konmaktadır.

Her bir alana, o alanın uzmanının gözüyle bakmak gerekir. Dr. Könül Abaslı eğitimci olarak Azerbaycan’da var olan ve sorunları gün geçtikçe artan bir gerçeği bizlere ulaştırıyor. “Sağlıklı Bir Yaşam için Erken Nikahlara Son” başlıklı makalesiyle Azerbaycan'daki erken nikah sorunlarının hangi boyutta olduğunu ve bu durumun toplum açısından ne kadar negatif duruma yol açacağını gösteriyor. Kadın, sadece kendi çocuklarının değil toplumun da annesidir. Bu nedenlerdir ki, onların erken yaşta evliliğe zorlanması yerine eğitim almalarını teşvik etmeliyiz. Çünkü gelecek nesil ilk önce kadınların eseridir. Bu konuya tüm okuyucularımızın duyarlı olması çok önemlidir.

Günümüzün en büyük sorunlarından biri de nesillerin öz kültür ve değerlerinden uzaklaşmasıdır. Bu değerlerin sürekliliğini sağlamak ise milli olmakla mümkündür. Oder Alizade “Azerbaycan’da Milliyeti Harekât” başlıklı yazısı ile bu konu hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor.

Bugün Türk Dünyasının en büyük problemi birbirlerini tanımamasıdır. Zaten diğer ülkelerin amacı da budur. Nitekim Azerbaycanlının Kırgızistan, Türkiyelinin Özbekistan, Kazakistanlının Türkmenistan çıkarının düşünmesi bir kenara, onun hakkında bilgi sahibi değildir. Bu problemi aşmak ise Türk Dünyasının bir parçasını temsil eden kuruluşlar, yayınlar ile mümkündür. Prof. Dr. Kürşad Yılmaz tarafından yazılan “Orta Asya’da Bir Altın Köprü: Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi” bu kuruluşlardan biridir. Bu kuruluşun Türk Dünyası için önemini, yeni nesiller için altın köprü olması konusunda bizleri aydınlatıyor.

30 milyondan fazla Azerbaycan Türkünün yaşadığı İran’ı Arş. Gör. Taner Atmaca’nın “İran Notları ve Gözlemleri” yazısı ile seyahat edeceğiz. Bu yazıda, İran hakkında önemli bilgi sahibi olacağımıza inanıyorum.

Gülara Zeynalova’nın Azerbaycan şairi Ramiz Rövşen’le yaptığı söyleşi hem şairin iç dünyasını hem şairliğin ne kadar yüce makama sahip olduğunu göreceğiz. Aynı zamanda değerli şairimizden gençlerimize nasihatlarını da öğreneceğiz.

Şiirle başladığımız bu sayıda Kenan Allahverdiyev’in ‘Her Şey Vatan” şiiri ile bitiriyoruz.

Sekizinci sayımızın hayırlı olmasını diler emeği geçen herkese teşekkür eder, dostlarımıza selamlarımı sunarak mesut ve bahtiyar bir hayat temenni ederim.